{{data.titleEN}}

{{data.titleTR}}

Description

Tanım

Analysis

Analiz

Importance

Önem

Metadata

Metadata

Further Reading ({{data.articleList.length}})

Daha Fazla Okuma ({{data.articleList.length}})

{{item.titleEN}} by
{{item.author}}
{{item.titleTR}}
{{item.author}}

{{data.titleEN}}

{{data.titleTR}}

{{data.authorEN}}
{{data.authorTR}}

Commentary

Detay

Metadata

Metadata

Bibliography

Bibliyografya

Objects ({{data.objectList.length}})

Nesneler ({{data.objectList.length}})

Further Reading ({{data.articleList.length}})

Daha Fazla Okuma ({{data.articleList.length}})

{{item.titleEN}} by
{{item.author}}
{{item.titleTR}}
{{item.author}}
{{item}}
{{labelEN}} {{labelTR}}
{{sceneList[selectedScene].titleEN}}
{{sceneList[selectedScene].titleTR}}
Click to learn more.
Daha fazlası için tıklayın.
{{sceneList[index].titleEN}}
{{sceneList[index].titleTR}}
Click to learn more.
Daha fazlası için tıklayın.
{{selectedPopup.questionEN}} {{selectedPopup.questionTR}}
Tap on the hotspots to discover! Noktalara dokunup keşfedin!

ABOUT THE PROJECT

PROJE HAKKINDA

This exhibition explores the interactions between the Byzantine and Scandinavian lands and highlights the specific traces left in the visual, literary and material culture.

Long-distance trade between western Europe, the Byzantine Empire, and the Islamic East inevitably became an international issue in the new political context from the seventh century onwards, and the Eastern Roman (Byzantine) Empire frequently found itself in the position of intermediary between the West and the East. Trade became important in the lands north of the Black Sea—what is now Ukraine and Russia—only in the eighth century, when the Byzantine Empire established close contacts with the Khazars, a semi-nomadic Turkic people who had settled in the region. The route from Constantinople to the Khazars was mostly traveled via Cherson, the Byzantine outpost on the southern coast of the Crimea.

From the mid-ninth century onward, the so-called Varangians from present-day Sweden moved into Slavic lands and founded a state that quickly expanded south, with its center first in Novgorod and later in Kiev/Kyiv. The Varangians, or Ros, as they were called in Byzantine sources, soon reached the Black Sea coasts of Bulgaria and Byzantium, conducting raids and establishing trade.

The first known contact between the Varangians and the Byzantines happened in 838, when an envoy came to Constantinople and subsequently tried to return to Scandinavia via Germany, as the direct route back was blocked. Shortly after, the first mentions of people with Nordic names appeared in Byzantine sources, and the first Varangians were baptized.

For centuries, the Byzantine emperors had a Varangian guard, a special troop of bodyguards consisting of fierce northerners who had traveled to Constantinople via major eastern European rivers like the Dnieper. The memories of such journeys and interactions with the Byzantine Empire have been preserved in various sources in Scandinavia and will be shared in this exhibition along with the material remains of ships, weaponry, precious objects (reliquary crosses, silks, jewelry, coins), artworks (fresco paintings, baptismal fonts), and stories (sagas).

All these different objects, as well as inscriptions on Swedish runestones and on the so-called Piraeus Lion from the Venice Arsenal and narrative elements in Icelandic sagas, stand as evidence of the strong material and intangible intercultural exchange between these regions over several centuries.

Sources also mention medieval travelers to Constantinople—Miklagård, as they called it, "the big village"—who returned home with great treasures (usually coins) but who also sometimes died and were buried on foreign soil. At the same time, the Varangians left traces in Constantinople, most notably the rune graffiti in Egisif, the Hagia Sophia, where some guards scratched their names or representations of their ships into the marble balustrades, pillars, and window posts. Moreover, the Varangians are depicted in illuminations (the Madrid Skylitzes) and even in frescoes, often within the scenes of the Betrayal of Christ, as found in the Church of Saint John Chrisostomos in Arabissos and Nea Moni on Chios. More recently, archaeological excavations at Küçükçekmece, on the outskirts of Istanbul, have revealed some interesting artifacts belonging to northerners, like a game piece for hnefatafl—a game popular with Viking warriors—and ornaments the Rus people put on their shoes. Also, remains of what have been identified as Viking swords have been discovered not only in the Balkans but also in southern Turkey, indicating the presence of northerners south of Constantinople and in Anatolia.

The stories told by these various sources will provide a context for visitors to explore the rich heritage and historical significance of the artifacts and the importance of mutual contacts and exchanges between the Nordic and Byzantine worlds.

Bu sergi Bizans ve İskandinavya toprakları arasındaki etkileşimleri keşfedip, görsel, edebi ve maddi kültürde bıraktığı özel izleri aydınlatmaktadır.

Batı Avrupa, Bizans İmparatorluğu ve İslami Doğu arasındaki uzun mesafeli ticaret yedinci yüzyıldan itibaren oluşan yeni siyasal bağlam kapsamında kaçınılmaz biçimde uluslararası bir mesele haline geldi ve Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu kendini sıklıkla Doğu ve Batı arasındaki bir arabulucu konumunda buldu. Karadeniz’in kuzeyindeki diyarlarda -günümüz Ukrayna ve Rusya topraklarında- ticaret ancak sekizinci yüzyılda, Bizans İmparatorluğu’nun bölgeye yerleşmiş yarı-göçebe ve Türkî bir kavim olan Hazarlarla temas kurmasıyla önem kazandı. Konstantinopolis’ten Hazarlara giden yol çoğunlukla Kırım’ın güney sahilinde bulunan Bizans karakolu Khersonesos’tan geçiyordu.

Dokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren, Vareg diye anılan insanlar günümüz İsveç’inden yola çıkarak Slav diyarlarına gelerek önce Novgorod sonra da Kiev merkezinden hızlıca güneye doğru yayılan bir devlet kurmuşlardı. Varegler, veya Bizans kaynaklarında adlandırıldıkları üzere Ruslar, çok zaman geçmeden akınlar düzenleyip ticaret yaparak Bulgaristan ve Bizans’ın Karadeniz kıyılarına ulaştılar.

Varegler ve Bizanslılar arasındaki bilinen ilk temas 838’de, Konstantinopolis’e bir elçilik heyetinin gelişidir. İskandinavya’ya direkt dönüş yolu kapalı olduğundan, heyet Almanya üzerinden dönmeye çalışır. Kısa bir süre sonra, Bizans kaynaklarında İskandinav isimleri ilk kez belirmeye başlar ve ilk Varegler vaftiz olur.

Yüzyıllar boyunca Bizans imparatorlarının Vareg muhafızları vardı. Bunlar Dinyeper gibi büyük Doğu Avrupa nehirleri üzerinden inip Konstantinopolis’e kadar ulaşmış azılı Kuzeylilerden oluşan özel bir muhafız birliğiydi. Bizans İmparatorluğu’na yapılan bu yolculuklar ve gerçekleşen etkileşimlerin hatıraları İskandinavya’daki birçok kaynakta muhafaza edilmiştir. Bu kaynaklar, bu sergi nezdinde gemi, silah ve değerli nesneler (rölik haç, ipek, takı, sikke) ile sanat eserleri (freskler, vaftiz tekneleri) gibi maddi kalıntılar ve hikayelerle (destanlar) birlikte paylaşılacaktır.

İsveç’teki runik taşlar ve Venedik Tersanesi’ndeki Pire Aslanı üzerindeki yazıtlar da dahil olmak üzere tüm bu farklı nesneler ve İzlanda destanlarındaki anlatı unsurları, söz konusu bölgeler arasında yüzyıllarca süren, maddi ve soyut, güçlü kültürlerarası alışverişe tanıklık eder.

Kaynaklar Konstantinopolis’e giden Orta Çağ seyyahlarından da bahseder. Onların deyişiyle Miklagård, yani “muazzam köy”, tarafından yurda dönenler yanlarında büyük hazineler (genelde sikkeler) getiriyor, ancak bazen yolda ölüp yapancı topraklarda gömülüyorlardı. Varegler Konstantinopolis’te de iz bırakmıştır. Bunlardan en dikkat çekicileri Ayasofya’daki (Egisif), runik graffiti, yani kazıma yazı ve çizimlerdir: Bazı muhafızlar isimlerini ve gemilerinin temsillerini mermer korkuluk payeleri, sütunlar ve pencere pervazlarına kazımıştır. Dahası, Varegler minyatürlerde (Madrid’deki Skylitzes nüshası) ve hatta fresklerde resmedilmiştir. Freskler çoğunlukla -Arabissos’taki Aziz İoannes Khrysostomos Kilisesi ve Sakız Adasındaki Nea Moni’de olduğu gibi- Yehuda’nın İhaneti sahneleridir. Yakın zamanda, İstanbul’un eteklerinde yapılan Küçükçekmece Göl Havzası’ndaki arkeolojik kazılarda Kuzeylilere ait bazı ilginç eserlere rastlanmıştır. Aralarında Viking savaşçılarının çok sevdiği hnefatafl oyununa ait bir parça ve Rusların ayakkabılarına iliştirdikleri süslemeler bulunur. Ayrıca, Viking kılıçlarına ait olduğu tespit edilen kalıntılar yalnızca Balkanlarda değil, Türkiye’nin güney bölgesinde de bulunmuştur. Bu durum, Kuzeylilerin Konstantinopolis’in güneyinde ve Anadolu’da da bulunduğunu göstermektedir.

Bahsedilen çeşitli kaynaklarda anlatılan hikayeler ziyaretçilere eserlerin yansıttığı zengin kültürel miras ve tarihsel değerin yanı sıra Kuzey dünyası ile Bizans alemi arasındaki karşılıklı temas ve alışverişin önemini keşfetmeleri için bir bağlam sağlayacaktır.

Curators

Scientific Committee

Scientific Editor

Project Consultant

Administrative Coordinators

Article Authors

Artefact Descriptions and Historical Sources

Siri Concept and Illustrations

Web Design and Application

Language Editing and Proofreading

Turkish Translations

Turkish Language Editing and Proofreading

Funding Bodies

Supporting Institutions

Sources of Artefacts

Photo Credits

Küratörler

Bilim Kurulu

Bilimsel Editör

Proje Danışmanı

İdari Koordinatörler

Makale Yazarları

Eser Tanımları ve Tarihi Kaynaklar

Siri Tasarım ve Çizimleri

Web Tasarım ve Uygulama

Derleme ve Düzeltme

Türkçe Çeviri

Fonlayan Kuruluşlar

Destekleyen Kuruluşlar

Eser ve Görsel Kaynakları

Fotoğraflar

TABLE OF CONTENTS

İÇİNDEKİLER

General Introduction
Genel Sunuş

Transfer and Interaction
Aktarım ve Etkileşim

Names and Concepts
İsim ve Kavramlar

Objects and Visuals
Nesne ve Görseller

Tales and Histories
Hikaye ve Tarihler

Paths and Places
Yol ve Mekanlar

Welcome to the virtual exhibition Nordic Tales, Byzantine Paths! This is a collection of objects, sources, and essays about contacts and interactions between Northern Europe and the Eastern Mediterranean c. 800–1200 AD. Nordic Tales, Byzantine Paths is a collaboration between the Swedish Research Institute in Istanbul (SRII) and Koç University Stavros Niarchos Foundation Center for Late Antique and Byzantine Studies (GABAM). Enriched with drawings by Per Demervall Art Studio in the style of Siri the Viking, the website has been supported by Yapı Kredi Culture and Arts Publications (Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık), Barbro Osher Pro Suecia Foundation and Retracing Connections Project, Uppsala.

Kuzey Hikayeleri Bizans Yolları sanal sergisine hoş geldiniz! Bu sergi yaklaşık 800-1200 yıllarında Kuzey Avrupa ve Doğu Akdeniz arasında gerçekleşen temas ve etkileşimleri gösteren eserler, tarihi kaynaklar ve makalelerden oluşmaktadır. Kuzey Hikayeleri Bizans Yolları, İstanbul İsveç Araştırma Enstitüsü (SRII) ve Koç Üniversitesi Stavros Niarchos Vakfı Geç Antik Çağ ve Bizans Araştırmaları Merkezi (GABAM) arasındaki bir iş birliğidir. Per Demervall’ın Siri’nin Maceraları dizisinden esinlenen çizimleri ile zenginleştirilen sergiye Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Barbro Osher Pro Suecia Vakfı ve Uppsala Bağlantıların İzini Sürmek Projesi (Retracing Connections Project, Uppsala) destek vermiştir.

Funding Bodies
Fonlayan Kurumlar
Supporting Institutions
Destekleyen Kurumlar